16 Kasım 2007 Cuma

EĞİTİM SAVAŞI VE STRATEJİK PLANLAMA


Geçmişten günümüze devletler yönettikleri halklarını hedefledikleri duruma getirebilmek için (belirledikleri amaçlara ulaşabilmek için) özelde bireyin, genelde ise toplumun gidişatına müdahale etmişlerdir. Bu müdahale çeşitli şekillerde olmuştur; devletler ya da yönetenler dini, bir baskı aracı olarak gördükleri gibi ekonomik kaygıları da kendi amaçları doğrultusunda kullanmışlardır. Ceza sistemleri, hukuk kuralları, hapishaneler, akıl hastaneleri, ıslah evleri vb kurum ve oluşumlar hep bu amaçlara hizmet eder. Yönetenler (Liderler, Önderler, Krallar, Padişahlar vs.) tüm bu araçlardan farklı bir aracın daha etkili olduğunu keşfettiler; insanı daha fazla tanımayı ve bu tanımanın doğal sonucu olan, onu eğitmeyi. Bu amaçla eğitim kurumu denilen dönemine ve toplumuna göre farklılık gösteren çeşitli yapılar ve sistemler ortaya çıktı. Gelişen dünyayla orantılı bir şekilde değişen (bazen de gelişen) bu oluşumlar toplum hayatında giderek daha etkin olmaya başladı.
Her gün önemi daha çok anlaşılan eğitimin de savaşı başladı artık. Devletler birbirleriyle her alanda olduğu gibi eğitim alanında da rekabet halindeler. Yüzyılımızın stratejik savaşının en önemli silahı artık eğitimdir. Nitekim stratejisini sağlam bir şekilde ortaya koyan, misyonunun bilincinde olan, vizyonu güçlü ve kültürü derin eğitim kurumları, eğitim savaşında bulunduğu toplumu ve devleti zafere ulaştıracak en etkili unsurdur. Bu fikrimi Zhang Yu’nun şu sözleriyle desteklemek istiyorum: “Stratejin derin ve uzağı gören cinsten ise daha savaşmadan sen kazanırsın. Stratejik düşüncen sığ ve kısa erdemli ise, daha savaşmadan sen kaybedersin. Zengin strateji yoksul stratejiye üstün gelir. Stratejisi olmayanlar yıkılmaya mahkûmdurlar. Bu yüzden muzaffer savaşçıların önce kazanıp sonra savaştığı, mağlup savaşçıların ise önce savaşıp sonra kazanmaya çalıştıkları söylenir”.
Eğitim kurumunun eğitim savaşında belirlediği strateji onu galip getirecektir. Dolayısıyla Stratejik Planlaması olmayan eğitim kurumlarının bu savaşta hiçbir şansları yoktur.
Toplumların temellerini oluşturan okulların stratejik planlamacıları, stratejik planlarını hazırlarken öncelikle okullarını çok iyi analiz etmeleri gerekir. Her yönlerini çok iyi bilmeleri ve okul amaçları için kullanmaları gerekir. Bunun yanında başka okulları ve eğitim kurumlarını da iyi tanımalılar. Stratejik planlamacılar okullarını diğer okullarla kıyaslamalı fakat bu kıyaslama okulunun stratejik planlamasına hizmet etmelidir.
Okul ya da eğitim kurumu çalışanları arasındaki işbirliği stratejik planlamanın belkemiğini oluşturur. Eğitim savaşının neferi olan her öğretmen stratejik planlamanın bir öğesidir. Nasıl ki savaşan bir ordudaki her askerin zafer inancıyla mücadele etmesi o orduyu muzaffer kılıyorsa, her öğretmenin de stratejik planlama ekibindeki aktif rolü ve hedefe olan inancı eğitim savaşında okulunu zafere ulaştıracaktır.
Okulların başarıları, stratejik planları ölçüsünde gerçekleşir. Onun için stratejik plan yapılırken ya da strateji belirlenirken; yapılan stratejik planın okulun özel hedeflerine ve ülkenin genel hedeflerine hizmet etmesi gerekir. Büyük Hun İmparatoru Atilla’nın dediği gibi: “Yüzeysel amaçlar, yüzeysel sonuçlar doğurur”. Onun için hedefler belirlenirken; okul için ülke standartlarının üstüne çıkma, ülke için ise dünya standartlarının üstüne çıkma esas alınmalıdır.

İSMAİL İLİŞ